- [email protected]
- 0533 0589 688
- Hoş geldiniz.
-
-20%
Atların Çığlığı
0Atların Çığlığı, insanın en çıplak haliyle yüzleştiği öykülerden oluşuyor. Yanmaz kefenler, kurşun sesleri, mazot yüklü atların titreyişi, bir kilim motifine işlenen gözyaşları arasında; zulme uğrayanların, susturulanların, görmezden gelinenlerin anlatıldığı çarpıcı hikâyeleri zaman zaman ince bir tebessümle, çoğu kez boğazda düğümlenen bir hüzünle okuyacak, düşünecek ve belki de içinizde siz de bir çığlık duyacaksınız…
Birkaç saat sonra tekrar yola koyulduk, bu defa zifiri karanlıkta. Tanımadığım bir köye vardığımızda güneş henüz doğmamıştı. Köyün köpekleri bizi ilk karşılayanlardı. Hırlayan köpekler, kişneyen atlar, bağırarak konuşan insanlar, bütün sesler birbirine karışıp boşluğun içinde kayboluyordu.
Yavaş yavaş ortalık aydınlanmaya başladığında etraftaki diğer atlar da görünmeye başladı. Bazıları kemikleri dışarıya fırlayacakmış gibi zayıf ve halsiz görünüyorlardı. Evlerin önünde üst üste yığılmış mavi bidonlar duruyordu. Genzimizi yakıp, gözlerimizi yaşartan keskin koku o bidonlardan geliyordu. -
-20%
Yıldızlara Doğru
0Gerçek nedir? Düş nedir? Evren içinde küçücük bir zerreysek eğer ve varoluşumuza anlam katan yegâne şey hayallerimizse, o zaman ne fark eder bedenimizin hangi mekânda, hangi zamanda hangi koşullarda olduğu? Gerçek düşlediğimdir…
-
-20%
Râvi
0Suçluların masum, masumların günahkâr olduğu bu anlatıda, yaşamının ilk yarısında Tanrı, kalan kısmında şeytan ilan edilen Derviş’i tanıdıkça, inancın, insana cenneti de cehennemi de bu dünyada yaşatabileceğini görüyoruz. Derviş’in başına gelen her şeyi, herkes, özellikle de abisi Nedim sessizce, hareketsizce izlemekten başka bir şey yapamıyor. Tıpkı ülkemizde yaşanan onca dram, acı ve haksızlığa seyirci kalanlar gibi…
-
-20%
Deli ve Ölü
0Zehra Çiğdem Özcan, gündelik hayatın içinden, tanıdık yüzlerden, hepimizin aşina olduğu evlerden çıkardığı karakterlerle okuru duygusal bir salınıma sokuyor. Mizah ile trajedinin, hayal ile hakikatin, sevgi ile yoksunluğun iç içe geçtiği hikâyeler, insan olmanın kırılganlığına ayna tutuyor. Bazen bir fareyle, bazen bir kokuya tutunan anıyla, bazen de sadece bekleyerek geçen zamanla…
-
-20%
Solgun Romans
0Göç, sürgün, insanlık halleri ve her zamanki gibi başrolde kadınlar… Çağdaş Kürt edebiyatının en önemli yazarlarından Fırat Cewerî’nin acıyı asla umutsuzluğa vardırmayan diliyle, Solgun Romans hepimizin hikâyelerini anlatıyor.
-
-20%
Dokumacı Kuşlar
0Dokumacı Kuşlar, hayallerin gerçeklerle çarpıştığı anların hikâyesi. Mutlak bir huzursuzluktan kurtulmaya çalışırken muğlak yollara dökülenler, yolun sonunda kendileriyle karşılaşırlarsa hiç şaşırmamak gerek buna. Çünkü şaşkınlık, ağır gelir insana. Remzi Karabulut, diş turşusundan kirli gömlek salatasına, tırnak tuzundan deri sarmasına, don grisinden tırtıllara, gece gölgesinden haz tüyüne, yaralı bıçağa, çıplak siyaha kadar; hem hepsini kapsayan hem hepsini yadsıyan açık bir resim sunuyor okura. Hem okunması hem görülmesi için.
-
-20%
Herkesin Doğusu
0Bir şeftali tomurcuklanmıştır yaşlı bir dalda, iki taş arasından sürgün vermiştir bir ot. Ömrünü tüketen bir su damlası buharlaşıyordur o süzülürken. Bir kadın son kez bakıyordur ellerine, bir gül yaprağını döküyordur, bir fil doğduğu gibi ölüyordur ve bir kuş havalanıyordur o anda. Varlığın bilmezse özün bilir, sezersin, belli belirsiz hafiflersin, demiştim. Elin elimdeydi. Kaç kere öpmüştün sonra beni. Gülüşmüştük. İnanmayınca gülecek yer arıyordu insan herhalde. Kurdun kuşu öptüğü nerde görülmüş Yusuf?
-
-20%
At Kadar Hırçın Geyik Kadar Yabani
0Herkesin kirpiği vardır. Kiminin uzun kiminin kısa. Benim kirpiğim kısa. Güze kırpılı. Bahara kırpılı olaydı, olaydı da. Şimdi tenim gibi kirpiklerim de terler. Uçlarından damla damla terler. Eyleşip dururum ben de kendimle. Alnımda, kirpiklerimde biriken terleri siler de silerim. Bir keresinde alnıma bir kelebek konduydu, güze kırpılıyım ya baktım hemen onun alnına, kirpiklerine. Alnında, kirpiklerinde terler. Uç dedim git buradan. Kelebekcik üç tur attı da çevremde konuverdi bir dala. Ardından kayboldu. Anlatacak bir şeyim vardı da benim…
Kirpiklerim kirpiklerime değer -
-20%
Buhran
0Salâhaddin Enis’in kitaplarına girmeyen, ilki 20 Mart 1335’te (1919) Şair dergisinde, sonuncusu ise 20 Birinciteşrin (Ekim) 1941’de Yedigün dergisinde yayımlanan, yedisi eski harflerle, yirmi yedisi ise günümüz harfleriyle yazılmış olan 34 öyküsünü bir arada sunuyoruz…
Büyük bir gözlem yeteneğine sahip olan Salâhaddin Enis’in yaşadığı devre tanıklık etmesinin, Türk toplumunun yirminci yüzyılın başında geçirdiği büyük değişimi herkesten farklı biçimde dile getirmesinin yanında yaşadığı çağın bir kısım aydınlarının iç dünyasını, yaşam felsefesini, kadına bakışını, kadının değişen toplumsal statüsü karşısında aydın erkeğin neler hissettiğini dile getirmesi de bir o kadar önemlidir.Vahit Tane
-
-20%
Son Yüzyılın En Parlak Yazarı
0Deniz Mat Artun’dan sarsıcı bir ilk kitap. Ölümün kıyısındaki kadınlar ve hayata tutunmaya çalıştıkça köpüren bir boşluk hissi. Diliyle, kurgusuyla şaşırtan ve siz şaşırdıkça kendine yeni bir yol açan öyküler. “Son Yüzyılın En Parlak Yazarı” kimse artık, ona verilen tokat gibi bir cevap bu kitap. Sonu kanla biten bir tokat!
-
-20%
Mutsuz Evlerden Önce
0Merdivenlerden inerken terliklerinin sesi kapının ardından sokağa taşıyor, kelimelerin değdiği tüm nesnelere çarparak güçleniyor, sokağı ongun bir gevşemeye davet ediyor. Yazmaya çalıştığım hikâyelerin narin vücutlu kadınlarına meydan okuyan kuvvetli elinle açıyorsun kapıyı. Zilin bozuk olduğunu eğilip bükülmeden söylüyorsun. Dizlerinin altına uzanan kloş eteğini takip ederek içeri giriyorum, üst kata çıkıyoruz. Sen yürüdükçe kıvrılan, hiç de dar olmayan kalçaların, perdelerin gibi eteğini de havalandırıyor.
-
-20%
Aylak Adamın Düşleri
0Gerçeklikten kopmadan gerçeğin yeniden yorumlanmasıyla yazılmış sarsıcı ama sarsmakla yetinmeyen öykülerden oluşuyor Aylak Adamın Düşleri. Sıkı okur için, kadim okur için, uçup giden aklının peşinden koşmayı reddeden okur için küçük bir ipucu: Aylak adam sensin galiba. Galiba benim. Biziz büyük olasılıkla!