“Bir ülkeden başka bir ülkeye doğru” koşuyoruz, sen eski bir sürgün aşireti kadar acı çekiyorsun, ben ülkesiz bir badem ağacı oluyorum. Avuçlarım yüzümde uyanıyorum kötü bir rüyadan. Soğuk, çok soğuk. Avuçlarım sıcak bir iklim arıyor. Giden bütün iklimler sanki benden kopmuş. Beni terk etmiş gibi bütün o özlediğim, o uzak iklimler. Oğlumun elleri ellerimde: Uyandım. Yüzüme bakıp “Baba, yine deprem oldu,” diyor.