Açıklama
Büyük sırlar yok bu hikâyede ama çarpıcı nedenler var. Hem de romanın ilk bölümünde aklımıza gelenlerden çok daha farklı nedenler. İsveç gibi Kuzey Avrupa ülkelerinde pek görülmeyecek derin travmalar. Elbette bunların tümünü yazacak değilim. Ama Fırat Ceweri’nin dünyanın küçücük bir yer olduğunu ve kilometrelerce uzakta da olsa, yıllar önce yaşanmış da olsa, şiddetin yarattığı travmanın insan benliğinde açtığı o onarılmaz yarayı bize oldukça farklı bir tarzla anlattığını söylemeden geçemeyeceğim. Yazarın en büyük başarısı da
bu zaten; yeni bir bakış açısıyla, yeni bir dil, yeni bir hikâye kurgusuyla anlatmak. Çünkü despot yönetimlerin insanlara çektirdiği acılar defalarca kaleme alındı, asıl mesele bu insanlık suçunun bambaşka bir bakış açısıyla yeniden sunumu. Fırat Cewerî Maria Bir Melekti’de işte bunu başarıyor.
Ahmet Ümit
Bir süre başucunda bekledin. İçerisi sessizdi, kalp atışlarından başka hiçbir ses kulaklarına ulaşmıyordu. Eğilip yorganı kaldırmayı, yüzüne bakmayı arzuluyordun. Zorladın kendini ama cesaretin buna yetmiyordu. O da kıpırdamadı, ölü gibi yatıyordu. Aniden bir cesaret geldi sana, eğildin, yorganın köşesinden tutup hızlıca çektin. Sessizce sırtüstü uzanmıştı. Bornozunun kuşağı çözülmüş, iki göğsü dışarı taşmış, akan kanı kurumuştu ama gözleri açıktı, gülümsemeden çok korku veya hayret içinde kalmış bir ifade yayılmıştı yüzüne.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.