Nesimî ile başlayan günü Nazım ile kapatmıştı. O gün aklına çok fazla şiir geldi. 43 yaşını doldurmuş, 44’ünden gün alıyordu. Yaşın verdiği bir duygusallık mı yoksa yaşamın verdiği bir hüzün mü bilemedi. O ana kadar güçlü ve kararlıydı. Günler geçtikçe kendi ülkesinde istenmeyen bir “fazlalık” olduğunu düşünüyor, “garibanlığın” ne demek olduğunu anlıyordu. Yalnız ve sevgisizdi.