Açıklama
Bütün sorular ve cevaplar senin gözlerinde duruyor benim için. O dipsiz uçurumun kıyısından düşmemi engelleyecek bir duvar örmüşler ve ben soruları ve cevapları yarıp geçerek o uçuruma atlayacak kadar inanıyorum sana. Günahlar işleyecek kadar değil, günahları sevap sayacak kadar inanıyorum. Uçurumundan atlamamı engelleyecek ne varsa hepsini lanetleyebilecek bir mirasın kızıyım ben, yakılarak katledilmiş atalarımın kokusu saçlarımda hâlâ damarlarımda tanrıya baş kaldırmış bir şeytanın kanı dolaşıyor; ben sadece sana inanıyorum.
Ahmet Kalkan (doğrulanmış kullanıcı) –
Hayatın kendisi var her yazıda. Bazen bir çiçekten gelen koku, bazen kurulacak sofrada yemeğin tuzu, bazen adalet yolcuğunda yolun tozu… Ayrılık var, özlem var, umut var, isyan var. En çok da aşk var; hepsini birbirine bağlayan dayanıklı bir zincir halkası. Sorsam kaç farklı tanımı gelir aklınıza aşkın? Bir, üç, beş?… Şaşırmaya hazır olun, çünkü iki kapak ve 263 sayfa arasına serpilmiş bu kitapta aşkın binbir tonu.
steopory (doğrulanmış kullanıcı) –
Çiğdem Hanım’ın kalemine sağlık. Bizleri duyduğu aşka tanık kıldığı için, gösterdiği eşsiz cesareti için teşekkür ederim. Bunun yanısıra kitabın ne kadar bir düzeltme gördüğünü merak ediyorum. Yazım ve noktalama yanlışları o kadar çoktu ki! Son yazıda bir sayfa boşluk bırakılmış, bir sonraki sayfada bitirilmişti. Çiğdem Hanım’ın gönderdiği dosya sadece sayfalara bölünerek mi basıldı? Kimi zaman aklımda yalnızca bu soru vardı. Böylesine kıymetli bir duygunun ve bahsedilişin daha büyük bir özeni hak ettiğini düşünüyorum.