- [email protected]
- 0533 0589 688
- Hoş geldiniz.
-
-20%
İşkenceci – Burada Allah Yok!
0Belki ağırımıza gidecektir ama bir ülkede işkence varsa bunun sorumlusu ve suçlusu sadece işkenceciler değil, dolaylı ve doğrudan işkence suçuna ortaklık eden, göz yuman, görmezden, duymazdan gelen ve hatta “oh olsun!” diye düşünen herkestir… Bu suçun sorumluluğundan arınmak zorundayız. Yoksa tabii ki yaşamaya devam ederiz ama birbirimizin gözlerinin içine bakamadan ve hasta, sakatlanmış bir toplum olmanın utancıyla…
-
-20%
En İyi Oyuncu
1Orhan Kemal En İyi Oyuncu kitabında bizi klişelere bulaştırmadan bir taksi koltuğunda ötekinin yanına oturtuyor. Onunla beraber korkuyor, geriliyor ve ölümü hissediyoruz. Bu ülkede başkası olmanın ne denli zor olduğunu mezarımızı kazarken farkına varıyoruz. Pişmanlıkların, gizlenmiş gerçeklerin okuyucuya aktarıldığı; ama karakterlerden gizlendiği öyküler için kendinizi hazırlayın.
-
-20%
Kaybolan Masumiyet
0Biz kadınlar, kendi aramızda rekabete düşüp, erkeklere istedikleri her şeyi altın tepside sunmuyor muyduk?
Küçüğünden büyüğüne kendi yarattığımız canavara, kendimiz teslim olmuyor muyduk?
İnsanın saflığını kaybetmesi günümüzün trendlerinden birisi değil mi?
Saflığın kaybolduğu ilişkiler yitirilen masumiyet ile nasıl sürdürülebilir ki?
Hepimizin geçmişten taşıdığı travmalar bugünümüzün eylemelerini belirlerken, geçmiş acıları iyileştirmek için yeterli zamanımız var mıydı? -
-20%
Yeldeğirmeni Sokağı
0Bu kitabı yazma amacım; şiirin insana kattığı estetik ve güzellik duygusunu, inceliği, zarafeti çocuklara hissettirerek şiirleri yaşatmak, anlamak ve anlamlandırmalarına yardımcı olmak.
Bu vesileyle çocukların ruhunda, şiire ve hayatın inceliğine dair bir çiçek açtırabilirsem ne mutlu bana! -
-20%
Sokak
0Nesimî ile başlayan günü Nazım ile kapatmıştı. O gün aklına çok fazla şiir geldi. 43 yaşını doldurmuş, 44’ünden gün alıyordu. Yaşın verdiği bir duygusallık mı yoksa yaşamın verdiği bir hüzün mü bilemedi. O ana kadar güçlü ve kararlıydı. Günler geçtikçe kendi ülkesinde istenmeyen bir “fazlalık” olduğunu düşünüyor, “garibanlığın” ne demek olduğunu anlıyordu. Yalnız ve sevgisizdi.
-
-20%
Pizza Dükkânı
1Parasızlıktan ne yapacağını şaşırmış, intihara kadar birçok şeyi düşünmüştü. İntiharı düşünmesinin sebebi yokluğa dayanamamak değildi, birinden para istemek zorunda kalmaktansa ölmeyi tercih ediyordu. Fakat “bir çıkış bulacağım” diye umut ediyordu.
-
-20%
İkimizden Daha Büyük Bir Şey
1Uçurumundan atlamamı engelleyecek ne varsa hepsini lanetleyebilecek bir mirasın kızıyım ben, yakılarak katledilmiş atalarımın kokusu saçlarımda hâlâ damarlarımda tanrıya baş kaldırmış bir şeytanın kanı dolaşıyor; ben sadece sana inanıyorum.
-
-20%
-
-20%
Kardeşim Özgür
0Her seferinde cevabı olmayan sorularımla biraz daha köşeye sıkışıyorum. Beni bitiren önü alınmaz acılar ya da vücudumu kemiren bu hastalık değildi; ne olacaktı bunun sonunda? Nereye varacaktı ya da nerede bitecekti? Sürekli bu sorulardan kaçarken yakalıyorum kendimi. Her soruya geçmişin belleğinden bir hatırayla cevap veriyorum. Tahta kılıçlarla ejderhaya saldıran eski zaman şövalyeleri gibi hissediyorum kendimi
-
-20%
Unutulmuş Topraklar
0Ben hayatın her zerresinin tadını alarak, kokusunu duyarak, dokunarak, hissederek yaşamak istediğim için şu an kendimi bir yere ait hissedemiyorum mesela. Diğer çocuklara kıyasla şanslı doğduğum ve doyduğum topraklara ait hissetmiyorum kendimi. Ben sadece duyduğum, hissettiğim topraklara aitim. Nefes alabildiğim, ümitler yeşertebildiğim, kadim sesler duyabildiğim, şarkılar dinleyebildiğim topraklara aitim.
-
-20%
Sol Yanımdan Üşüdüm – Sürgün
0Ve ben azar azar soluyacağım seni, tükenmene izin vermeden. Çakıl taşı gibi birikmiş acılarım var içimde, ağırlaşmış vücudum, zihnimin içi ceset torbası yıllardır, nereye gidersem taşıyorum benimle. Yine üzerine sünger çekemediğim acizliklerim ile başı sonu belli bir öykü: SÜRGÜN. Firar edemediğim bir yürekte sürgün kaldım ben. Nasıl bir bedel ödüyorum; af yok, infaz da yok, enikonu: SÜRGÜN.
-
-20%
Tesadüf Sultana Suikast
0“Ya bunlara ne dersin? Bunların hepsi senin evinden çıktı. Bunlar da mı yalan?”
Sesindeki kararlılık neredeyse Asaf Bey’i de ikna edecekti. Ama yerde yatan tutuklunun yüzünde herhangi bir korku emaresi görünmüyordu. Son sözünü sırtını duvara dayamadan önce söylemişti. Artık memurun yüzüne bile bakmıyordu. Onun için her şey bitmişti sanki.